Canlı Destek

Daha Az Korkan Çocuklar Yaratalım

Korku, bireysel bir özellik ya da bilişsel bir sorun değil, bilinmeyene, belirsize ya da korkulması gerekir diye öğretilen olguya verilen doğal bir tepkidir. Yani korku aslında insan doğasında var olan bir duygudur ve insanda korunma içgüdüsünü de geliştirir.

Değişik göz ve saç rengi olan çocukların aynadaki yansımalarının değişik olması gibi, değişik yaşamları olan çocukların algısına da değişik olan kadın ve erkeğin korkularının birbirinden ayrı olması gibi, beyin yapıları değişik olan değişik yaştaki çocuklarında korkuları türlülük gösterir. Bu nedenle, kişi bir çocuğun nelerden korkup, nelerden korkmayacağı konusundaki kişisel beklentilerini göz ardı edip, cinsiyete ve yaşa göre taşınması doğal olan korkuları göz önünde bulundurmalıdır. 2-6 yaş arasındaki çocukların kötü kişilerden; karanlık ve yalnızlıktan, çeşitli hayvanlardan, periyle hayalet gibi inanışsal varlıklarından ve şimşekle fırtına gibi göksel olaylardan korkması oldukça olağan ve doğal bir davranıştır.

“ Durmazsan seni dilenciye / polise veririm!”, “Beni dinlemezsen doktor sana iğne yapar!”. “ yaparsan hırsız seni kaçırır/ köpek seni ısırır!” gibi sözler çocuğa yapay korkular eklemekle kalmaz, toplumun belli kesimlerine ve belli kavramlara karşı önyargılı büyümesine de yol açar. Aynı biçimde “ Ay ne oldu anlatamam, neredeyse yüreğime iniyordu, ya …… Olsaydı ne olacaktı bilmiyorum, inan ki bir hafta uyuyamam artık!” gibi sözler ve davranışlarla olayları aşırı büyüten çevredeki kişiler de çocuğu belli olaylar karşısında olaya uygun davranmamaya ve korkmaya itecektir.

Daha Az Korkan Çocuklar Yaratalım - Terapi Odası

Bunları biliyor muydunuz? Kötü kalpli cadıya karşı iyi yürekli büyücü, üvey anneye karşı yakışıklı prens, dedikoducu teyzeye karşı aksakallı dede gibi “kötü kadına karşı iyi erkek” öykülerini dinleyen çocuklar, ister kız ister erkek olsun, kadınlara karşı önyargılı ve onlardan korkan yetişkinlere dönüşüyor.

Küçüklükten itibaren hayvanlarla samimi olmuş çocuklar vardır, ellerinde solucanla gezerler ya da kelebekleri yakalarlar ve bunda da bir sakınca görmezler. Aksine bazı insanlar da yumuşak şeylere dokunamazlar. O yüzden kediyi, köpeği sevemezler. Bunlara sebep, ya alışkanlıklar ya da aileden gelen öğrenilmiş davranışlardır. Yani korkular öğrenilebilen davranışlardır da aslında. Çocuk yolda yürürken bir hayvanla (kedi, köpek vs.) karşılaştığında "aman kızım yaklaşma, dikkat et ısırır" cümleleri korkuya neden olabilir. Ya da çocuk sokakta yürürken yanlarından geçen bir kadının, kedi-köpek görmesiyle masanın, sandalyenin üstüne çıkıp bağırdığını görüyor olabilir. Bu davranışı gören çocuk ne düşünür? Yetişkin biri korktuğuna göre benim de korkmam gerekir, demek ki korkulacak bir şey var diye düşünür. Ya da aile de hayvan fobisi olmayan bir ortamda büyütülen bir çocuğun da hayvanlara karşı korku geliştirmesi olası mıdır? Evet. Televizyon izlerken reklamlarda ya da izlediğimiz çizgi filmlerde ya da fragmanlarda ya da okuduğumuz hikâye kitaplarında Kedi kuş'u ya da fareyi yiyordur ve çocuğun algısı şu şekilde çalışır. Kedi fareyi ya da kuş'u yediğine göre korkulacak ve de zarar verebilecek bir hayvan ve ben ondan korkmalıyım düşüncesi zihinde belirir.

Çocuğunuzun korkusunu bir sorun olarak görmeden önce bu korkunun nedenini bulmaya çalışın. Eyleme geçmeden önce şunu düşünün: Çocuğumun korkuları yaşına uygun korkular mı yoksa bir olay sonrasında oluşmuş olabilecek korkular mı? Anne-babaların kavga etmesi sonrasında “Alıp başımı gideceğim bu evden!” ya da “Annenle ayrılsak üzülür müsün bebeğim?” gibi sözler duyan bir çocuğun, ev düzeninin bozulacağını düşünüp kaygılanması oldukça doğaldır. Böyle deneyimler yaşayan çocuklar geceleri anne-babasının yatağında uyumak isteyebilecekleri gibi, anne babası evden dışarı çıktığında onun eve geri dönmeyeceğini düşünüp korkuya kapılabilir. Bu gibi düşünceleri önlemek için içeriği ne olursa olsun çocuğunuzu etkileyebilecek özel konuşmaları çocuğunuzun duyamayacağı bir ortamda yapmaya çalışın.

İster doğal olsun ister yapay, korkular pekiştirilmezse ve uygun bir yaklaşımla yanıtlanırlarsa bir süre sonra ortadan yok olurlar. Çocuğunuzun korkularını yok etmek için öncelikle korkuları nedeniyle onu olumsuz eleştirmeyin. “Erkek adam korkar mı?”, “Aman bunda korkacak ne var!”, “Bebek gibi sen de ne olsa korkuyorsun!” gibi küçümseme sözleri, çocuğunuzun yalnız hissetmesine ve kimsenin onu anlamadığını düşünmesine yol açabilir. Çocuğunuzu onu kaygılandıracak kavga ve sözlerden koruyarak, onu korkutabilecek görüntüleri ve öyküleri ondan uzak tutarak ve “Yakaladım!” gibi sürekli bir yerden birinin onu korkutabileceğini düşünmesine yol açacak şakalardan kaçınarak, çocuğunuzun yersiz korkular kazanmasının önüne geçebilirsiniz. Çocuğunuz doğal korkular yaşadığında “İğne acıtacak ancak kısa süre sonra geçecek.” Gibi açıklamalarla onu aydınlatarak nedensellik kurmasını sağlayabilirsiniz. Korktuğu unsurlarla ilgili olarak mantık çerçevesinde basit açıklamalar yapabilir, bu açıklamaları yaparken de çeşitli görsel materyallerden, hikâyelerden ve de şarkılardan yararlanabilirsiniz. Sonuç olarak, çocuğun yaşadığı korkularda güven verme, yeterli ve doğru ilgi göstermek, olumlu model olmak çocukların korkularla baş edebilmelerine yardımcı olmaktadır.

Günün sonunda kendinize şunu sorun: Bugün çocuğumla birlikte onun korkularını mı yendim yoksa onlara yenilerini mi ekledim?

Uzm. Psk. Pırıl Tezcan